Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4393 E. , 2017/10057 K.

Cevapla
Yargitay
Mesajlar: 118581
Kayıt: 03 Oca 2021, 15:45

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/4393 E. , 2017/10057 K.

Mesaj gönderen Yargitay »

21. Hukuk Dairesi 2017/4393 E. , 2017/10057 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitiyle aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının tahsis talebini reddeden Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500 TL birikmiş aylığın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemenin, Türkiye ile Hollanda Krallığı arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesine göre malullük aylığının tek taraflı olması nedeniyle davalı Kurum işleminin hukuka uygun olduğu, davacının tahsis talep tarihi itibariyle aylık koşulları olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı, Dairemizce davacıya Hollanda'da maluliyet aylığı bağlanmasının Türkiye'de yaşlılık aylığı bağlanmasına engel olmadığı, buna göre yaşlılık aylığı koşulları incelenerek aylığa hak kazanıp kazanmadığı ve ödenmeyen yaşlılık aylığı miktarı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada, davanın kabulüne, davacıya 31.07.2013 tarihli talebi uyarınca 01.08.2013 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline, 9.131,72 TL aylık toplamının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı sonrası davacı avukatının 23.05.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırması sonucu, ıslah ile arttırılan talebe göre karar verildiği görülmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. maddesinde, davanın her iki tarafının da, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurulabileceği; 177. maddede, ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği belirtilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 1944-10 Esas, 1948-3 Karar sayılı kararında, bozmadan sonra davanın yeniden görülmesi sırasında ıslah yapılmasının mümkün olmadığı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı, 06.05.2016 tarihli kararında da 04.02.1948 tarihli 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediği belirtildiğinden bozma sonrasında davacı tarafından ıslahla talep edilen kısım yönünden bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla

“Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017 Yılı Kararları” sayfasına dön